Başkonsolosluğumuzca düzenlenen iftar daveti
Ahmet AKINTI
24.05.2018
Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Kıymetli Başkanları ve Temsilcileri,
Sayın Ataşelerim ve Muavin Konsoloslarım,
Türk basınının güzide mensupları,
Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle Başkonsolosluk olarak düzenlediğimiz iftar davetimize katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle ve muhabbetle selamlıyorum.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan 1,7 milyar Müslüman için yılın en kutsal günlerini içine alan Ramazan ayı, insanların manevi iç huzur hissettikleri, kendileriyle ve nefisleriyle hesaplaştıkları, oruç yoluyla ruhlarını ve bedenlerini terbiye ettikleri ve yoksullara daha fazla yardım ettikleri bir zamandır.
Ramazan ayı, aynı zamanda sevgi, hoşgörü ve merhamet hislerinin yoğun şekilde yaşandığı, dargınlıkların ve küskünlüklerin sona erdirildiği, iyilikler ve güzelliklerle dolu bir aydır.
İslam dünyasının “11 ayın sultanı” olarak adlandırdığı Ramazan ayına bu yıl da hep birlikte erişmiş olmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşıyoruz.
Ne var ki, bugün İslam coğrafyasında pek çok insanın aynı huzur ve mutluluğu yaşadığını söyleyebilmek maalesef mümkün değildir. İç savaşın ve çatışmaların hüküm sürdüğü İslam ülkelerinde milyonlarca insan Ramazan ayına bu sene de can korkusu, açlık ve endişeyle girdiler. Keza, ülkelerindeki iç savaşlardan ve çatışmalardan kaçmak zorunda kalan milyonlarca Müslüman mülteci de, Ramazan ayını yurtlarından ve sevdiklerinden uzakta, içleri buruk bir şekilde hüzünle yabancı ülkelerdeki mülteci kamplarında karşıladılar.
Mübarek Ramazan ayının başlamasından daha iki gün önce 14 Mayıs 2018 tarihinde ABD’nin İsrail’deki Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını protesto eden masum sivillerin üzerine İsrail güçlerinin açtığı ateş ve uyguladığı insanlık dışı orantısız şiddetin sonucunda canlarını veren 60’dan fazla ve yaralanan iki binden fazla Filistinli’nin görüntüleri hala hepimizin hafızalarında çok canlı bir şekilde duruyor. Filistinliler maalesef bu yıl Ramazan ayını yine acı, hüzün ve gözyaşıyla karşıladılar.
İç savaş ve çatışma yaşanan İslam ülkelerinin en kısa sürede barış ortamına kavuşmaları ve buralarda yaşayan Müslümanların bundan sonraki Ramazan aylarını huzur ve güven içerisinde idrak etmeleri en içten temennimizdir. Bugün, gönüllerimiz ve dualarımız bu dindaş ve kardeşlerimizle beraberdir.
Değerli Misafirlerimiz,
Almanya’da yaşayan üç milyonu aşkın ve Baden-Württemberg Eyaleti’nde yaşayan beş yüz bini aşkın Türkler olarak sizler, iki ülkeyi birbirine bağlayan en önemli insani bağ ve en güçlü köprüsünüz. Buradaki Türk toplumunun hak ettiği yere gelebilmesi ve hak ettiği saygıyı görebilmesi, sosyal haklarını tam olarak alabilmesi, kamu görevlerinde, akademik dünyada ve siyasi hayatta daha fazla yere sahip olabilmesi için daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Buradaki Türklerin hayatın her alanında çok daha başarılı olmaları için birbirleriyle daha fazla dayanışma içinde olmaları ve genç nesillerin de büyükleri tarafından başarı yolunda daha iyi eğitim almak için teşvik edilmeleri gerekir. İyi bir diplomanın veya iyi bir meslek eğitiminin, iş hayatına iyi bir başlangıç için gerekli bir anahtar olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, çocuklarımızın hem Türkçe’yi hem de Almanca’yı çok iyi bilerek çift dilli yetişmeleri için de onlara destek olmalı, her türlü imkanı sunmalıyız. Güzel anadilimizi, Türkçemizi korumak ve sonraki nesillere aktarmak için toplumsal farkındalığa sahip olmalıyız.
Değerli misafirler,
Toplumumuzun kendi öz benliğini, milli, manevi ve kültürel değerlerini kaybetmeden Alman toplumunun bir parçası olarak varlığını devam ettirebilmesi için siyasi katılımın sağlanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de, Türklerin yerleşik Alman siyasi partilerinde yerel, eyalet ve federal düzeyde olmak üzere her düzeyde siyasete katılmaları halinde bir farklılık yaratmalarının mümkün olduğu kanaatini taşıyorum.
Ayrıca bu vesileyle şunu da belirtmek istiyorum. Son dönemde Almanya’da artan yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı buradaki toplumumuzu huzursuz etmektedir. Camilere, mezarlıklara, derneklere, marketlere ve muhtelif diğer Türk hedeflerine yapılan saldırılar bu huzursuzluğu ve endişemizi bir kat daha artırmaktadır. Daha dün gece Ludwigsburg’da Hacı Bayram Veli Camisi’nin ve Erdmanhausen’da DİTİB Camisi’nin duvarlarına terör örgütü PKK lehinde yazılan çirkin sloganlarla karşılaştık. Her iki camiyi de şahsen ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Alman makamlarının kimi olaylarda bu saldırılara karşı çok hassas davrandıklarını ve gerekli tedbirleri aldıklarını, failleri yakaladıklarını görmek bizi memnun etmektedir. Ancak, olayların büyük kısmında failler tespit edilememektedir. İnsanlarımızın karşılaştıkları yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve günlük hayatlarındaki ayrımcı muamelelerin önünün alınmasında gerekli çalışmaların yapılmasına, bu olumsuzluklarla kurumsal mücadele için gerekli yapıların kurulmasına ve ayrıca saldırıların faillerinin bulunarak adalet önüne çıkarılmasına yönelik beklentimizi ve taleplerimizi her fırsatta Alman makamlarına iletiyoruz. Ancak bu noktada şunu da hatırlatmak istiyorum: Bu tip nahoş ve uygunsuz vakalarla daha etkin mücadele edebilmeniz ve sesinizi daha gür bir şekilde duyurabilmeniz için örgütlü olmanız ve daha yakın işbirliği ve dayanışma içinde olmanız çok önemlidir. Sadece birlik içinde hareket etmeniz halinde gelişmelere yön verme ve gidişata müdahale etme imkanına kavuşursunuz.
Sözlerime son vermeden önce, bu mübarek gün vesilesiyle, ebediyete intikal eden Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi, terör örgütleriyle mücadele ederken şehit düşen değerli vatan evlatlarını, vatanımızın birliği ve demokrasimizin müdafaası yolunda canını fedakârca ortaya koyan aziz şehitlerimizi buradan bir kez daha minnet ve rahmetle anıyor, cesur gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Değerli misafirler,
Biraz sonra okunacak Ezan’ı takiben sonra oruçlarımızı açacağız. Bu akşamki iftar soframıza katılan siz değerli dostlarımıza ve basın mensuplarına teşekkürlerimi sunuyor, Ramazan ayının dostluk, dayanışma ve kardeşlik bağlarının pekişmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle, şimdiden sizlerin ve tüm sevdiklerinizin Ramazan Bayramını kutlamak istiyorum. Allah hepimizin oruçlarını kabul etsin! Afiyet olsun!
Sayın Ataşelerim ve Muavin Konsoloslarım,
Türk basınının güzide mensupları,
Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle Başkonsolosluk olarak düzenlediğimiz iftar davetimize katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle ve muhabbetle selamlıyorum.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan 1,7 milyar Müslüman için yılın en kutsal günlerini içine alan Ramazan ayı, insanların manevi iç huzur hissettikleri, kendileriyle ve nefisleriyle hesaplaştıkları, oruç yoluyla ruhlarını ve bedenlerini terbiye ettikleri ve yoksullara daha fazla yardım ettikleri bir zamandır.
Ramazan ayı, aynı zamanda sevgi, hoşgörü ve merhamet hislerinin yoğun şekilde yaşandığı, dargınlıkların ve küskünlüklerin sona erdirildiği, iyilikler ve güzelliklerle dolu bir aydır.
İslam dünyasının “11 ayın sultanı” olarak adlandırdığı Ramazan ayına bu yıl da hep birlikte erişmiş olmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşıyoruz.
Ne var ki, bugün İslam coğrafyasında pek çok insanın aynı huzur ve mutluluğu yaşadığını söyleyebilmek maalesef mümkün değildir. İç savaşın ve çatışmaların hüküm sürdüğü İslam ülkelerinde milyonlarca insan Ramazan ayına bu sene de can korkusu, açlık ve endişeyle girdiler. Keza, ülkelerindeki iç savaşlardan ve çatışmalardan kaçmak zorunda kalan milyonlarca Müslüman mülteci de, Ramazan ayını yurtlarından ve sevdiklerinden uzakta, içleri buruk bir şekilde hüzünle yabancı ülkelerdeki mülteci kamplarında karşıladılar.
Mübarek Ramazan ayının başlamasından daha iki gün önce 14 Mayıs 2018 tarihinde ABD’nin İsrail’deki Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını protesto eden masum sivillerin üzerine İsrail güçlerinin açtığı ateş ve uyguladığı insanlık dışı orantısız şiddetin sonucunda canlarını veren 60’dan fazla ve yaralanan iki binden fazla Filistinli’nin görüntüleri hala hepimizin hafızalarında çok canlı bir şekilde duruyor. Filistinliler maalesef bu yıl Ramazan ayını yine acı, hüzün ve gözyaşıyla karşıladılar.
İç savaş ve çatışma yaşanan İslam ülkelerinin en kısa sürede barış ortamına kavuşmaları ve buralarda yaşayan Müslümanların bundan sonraki Ramazan aylarını huzur ve güven içerisinde idrak etmeleri en içten temennimizdir. Bugün, gönüllerimiz ve dualarımız bu dindaş ve kardeşlerimizle beraberdir.
Değerli Misafirlerimiz,
Almanya’da yaşayan üç milyonu aşkın ve Baden-Württemberg Eyaleti’nde yaşayan beş yüz bini aşkın Türkler olarak sizler, iki ülkeyi birbirine bağlayan en önemli insani bağ ve en güçlü köprüsünüz. Buradaki Türk toplumunun hak ettiği yere gelebilmesi ve hak ettiği saygıyı görebilmesi, sosyal haklarını tam olarak alabilmesi, kamu görevlerinde, akademik dünyada ve siyasi hayatta daha fazla yere sahip olabilmesi için daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Buradaki Türklerin hayatın her alanında çok daha başarılı olmaları için birbirleriyle daha fazla dayanışma içinde olmaları ve genç nesillerin de büyükleri tarafından başarı yolunda daha iyi eğitim almak için teşvik edilmeleri gerekir. İyi bir diplomanın veya iyi bir meslek eğitiminin, iş hayatına iyi bir başlangıç için gerekli bir anahtar olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, çocuklarımızın hem Türkçe’yi hem de Almanca’yı çok iyi bilerek çift dilli yetişmeleri için de onlara destek olmalı, her türlü imkanı sunmalıyız. Güzel anadilimizi, Türkçemizi korumak ve sonraki nesillere aktarmak için toplumsal farkındalığa sahip olmalıyız.
Değerli misafirler,
Toplumumuzun kendi öz benliğini, milli, manevi ve kültürel değerlerini kaybetmeden Alman toplumunun bir parçası olarak varlığını devam ettirebilmesi için siyasi katılımın sağlanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de, Türklerin yerleşik Alman siyasi partilerinde yerel, eyalet ve federal düzeyde olmak üzere her düzeyde siyasete katılmaları halinde bir farklılık yaratmalarının mümkün olduğu kanaatini taşıyorum.
Ayrıca bu vesileyle şunu da belirtmek istiyorum. Son dönemde Almanya’da artan yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı buradaki toplumumuzu huzursuz etmektedir. Camilere, mezarlıklara, derneklere, marketlere ve muhtelif diğer Türk hedeflerine yapılan saldırılar bu huzursuzluğu ve endişemizi bir kat daha artırmaktadır. Daha dün gece Ludwigsburg’da Hacı Bayram Veli Camisi’nin ve Erdmanhausen’da DİTİB Camisi’nin duvarlarına terör örgütü PKK lehinde yazılan çirkin sloganlarla karşılaştık. Her iki camiyi de şahsen ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Alman makamlarının kimi olaylarda bu saldırılara karşı çok hassas davrandıklarını ve gerekli tedbirleri aldıklarını, failleri yakaladıklarını görmek bizi memnun etmektedir. Ancak, olayların büyük kısmında failler tespit edilememektedir. İnsanlarımızın karşılaştıkları yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve günlük hayatlarındaki ayrımcı muamelelerin önünün alınmasında gerekli çalışmaların yapılmasına, bu olumsuzluklarla kurumsal mücadele için gerekli yapıların kurulmasına ve ayrıca saldırıların faillerinin bulunarak adalet önüne çıkarılmasına yönelik beklentimizi ve taleplerimizi her fırsatta Alman makamlarına iletiyoruz. Ancak bu noktada şunu da hatırlatmak istiyorum: Bu tip nahoş ve uygunsuz vakalarla daha etkin mücadele edebilmeniz ve sesinizi daha gür bir şekilde duyurabilmeniz için örgütlü olmanız ve daha yakın işbirliği ve dayanışma içinde olmanız çok önemlidir. Sadece birlik içinde hareket etmeniz halinde gelişmelere yön verme ve gidişata müdahale etme imkanına kavuşursunuz.
Sözlerime son vermeden önce, bu mübarek gün vesilesiyle, ebediyete intikal eden Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi, terör örgütleriyle mücadele ederken şehit düşen değerli vatan evlatlarını, vatanımızın birliği ve demokrasimizin müdafaası yolunda canını fedakârca ortaya koyan aziz şehitlerimizi buradan bir kez daha minnet ve rahmetle anıyor, cesur gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Değerli misafirler,
Biraz sonra okunacak Ezan’ı takiben sonra oruçlarımızı açacağız. Bu akşamki iftar soframıza katılan siz değerli dostlarımıza ve basın mensuplarına teşekkürlerimi sunuyor, Ramazan ayının dostluk, dayanışma ve kardeşlik bağlarının pekişmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle, şimdiden sizlerin ve tüm sevdiklerinizin Ramazan Bayramını kutlamak istiyorum. Allah hepimizin oruçlarını kabul etsin! Afiyet olsun!
Makbule Koçak Kaçar
Başkonsolos
Pazartesi - Cuma
08:30 - 16:30
(Konsolosluk işlemleri: 09:00-14:00)
Tatil Günleri 2025
18.04.2025 | AFC Resmi Tatili - Paskalya | |
21.04.2025 | AFC Resmi Tatili - Paskalya | |
1.05.2025 | İşçi Bayramı | |
29.05.2025 | AFC Resmi Tatili - Hz. İsa'nın Göğe Yükselişi | |
6.06.2025 | Kurban Bayramı 1. Gün | |
9.06.2025 | AFC Resmi Tatili - Küçük Paskalya | |
19.06.2025 | AFC Resmi Tatili - Yortu Bayramı | |
3.10.2025 | AFC Resmi Tatili - AFC Milli Günü | |
29.10.2025 | Cumhuriyet Bayramı | |
25.12.2025 | AFC Resmi Tatili - 1. Noel Günü | |
26.12.2025 | AFC Resmi Tatili - 2. Noel Günü | |
1.01.2026 | Yeni Yıl | |
6.01.2026 | AFC Resmi Tatili - 3 Kral Yortusu |
+49 30 56 83 73 099